14 Mayıs 2013 Salı

5 Adımda İlişkide Mutluluk

Özellikle uzun ilşkiler de gel-gitler olur genelde.Aşkın o ilk şapşallık hali gittikten sonra ilişkiler rutine bağlamaya başlar ve ne olursa o zaman olur işte.Devam mı tamam mı ayrımında yapılacaklar pek bir önemlidir ilişkinin geleceği açısından.Bu nedenle biraz tavsiye,biraz hatırlatma ile iyi bir ilişkinin olmazsa olmazlarını hatırlamak gerek;


1.Bazı çiftler çocukları olana kadar oyun parklarının yanlarına bile uğramazlar.Halbuki gidin oraya,biraz çocuklaşmaktan çocuk gibi eğlenmekten zarar gelmez.Hatta birbirnizin içindeki çocuk ruhla tanışıp oynamak ilişkinizi kuvvetlendirir bile

2.Affetmeyi bilmek gerekiyor.Hele de küçük önemsiz olayları büyütüp kocaman küslükler huzursuzluklar niye? Sonuçta herkes hata yapabilir kimse mükemmel değil.Karşımızdakinin biz hata yaptığımızda göstermesini istediğimiz anlayışı biz de göstermeliyiz.Hep bana hep bana olmuyor işte.Hem kim etrafında her zaman doğruları yapmasını bekleyen birinin olmasını ister ki?

3.İlişkinin ilk başlarında "ben karşımdakinin de kendiminde özgürlüğüne çok önem veririm" insanıyken zaman geçtikçe içimizdeki canavar ortaya çıkıyor ve "ben özgürüm sen de benim izin verdiğim kadar özgürsün" insanı oluveriyoruz. Özellikle uzun süreli ilişkilerde bu boğucu durum ilişkiyi pek bir keyifsiz hale sokuyor.Heyecanlar yerini izin almalara bırakıyor.Eh öyle olunca da çocukcağız başka bir kızın "ay şekerim ben karşımdakinin kimliğine,kişiliğine karışmam" demesine kanıveriyor,kaçıyor elimizden.

4.Bazen günümüz kötü geçiyor.Eh kötü geçen günü o kötülükten sorumlulara aktarabiliyor muyuz? Çoğunlukla hayır.Malesef gidip en yakınımızdakilerden hıncımızı çıkartıveriyoruz.Eh canımız sıkkınken tabikide paylaşcaz,teselli bulcaz falan ama abartmamak lazım.Gidip düşmanımız gibi sevgilimize kızarsak noluyor...Sevgilimiz düşmanımız oluveriyor! Öfkenizi yanlış kişilere yönlendirmeyin bu tüm ilişkiler için zehirdir.

5.Kavga edebilirsiniz.Hatta kavga olmazsa olmaz bence ilişki de.İlişkinin tuzu biberidir.Canlı tutar,tutku katar.Ama işte o kavgaları yaparken karşınızdakinin sevdiğiniz insan olduğunu unutmak hatasına düşmeyin.Telafisi olmayacak sözcüklere,hareketlere ne gerek var ki.Tamam her konuda aynı fikirde olmayabilirsiniz,hatta zaman zaman sinir bile olabilirsiniz ama sonuçta sevginizi unutmayın.Çirkinliğin lüzumu yok.Bir de günü küs bitirmeyin.Yani yatağa girerken sorun ne olursa olsun canıma cicime bağlamış olun.

20 Mart 2013 Çarşamba

Sevgilinizin tweet'ini Domino's Pizza kutusunun üstünde görseniz hoş olmaz mıydı?

Sevgilisine ilginç bir sürpriz yapmak isteyenler yaşadı. Türkiye'de sosyal medyanın en etkili markalarından biri olan Domino's Pizza yepyeni bir Twitter projesine imza atıyor. #kafangider hashtag'iyle tweet atan herkesin Twitter nick'i (kullanıcı adı) Domino's Pizza kutularına basılıyor. 

Uygulama kısaca şöyle. Twitter'dan veya kafangider.com mikro sitesi üzerinden Twitter hesabınızla bağlanarak (Twitter connect) #kafangider hashtag'iyle tweet atıyorsunuz. Bu tweet'ler arasından gün içinde en çok retweet alan ilk 3 tweet'i sahibinin nick'iyle birlikte site sayfasındaki pizza kutusunun üzerinde görebiliyorsunuz. 

2 hafta boyunca sürecek uygulamada, toplamda en çok retweet edilen ilk 3 tweet, atanın nick'iyle beraber Domino's tarafından özel olarak üretilecek gerçek pizza kutularının üstüne basılacak. Ayrıca uygulamaya katılıp, tweet atan herkesin nick'leri de bu özel pizza kutusu üstünde yer alacak.

Bu projenin ödülü de eksik değil tabi. Uygulamaya kafangider.com üzerinden tweet atarak katılan kullanıcılar arasından yapılacak çekilişle her gün 30 kişiye bedava pizza kuponu dağıtılıyor. 

Düşünsenize sevgilinize özel bir tweet atıyor ve bunu ona bir pizza kutusunda yolluyorsunuz. Keşke bu proje Sevgililer Günü'nden önce yapılsaydı:)

dominos kafan gider

Bir bumads advertorial içeriğidir.

15 Mart 2013 Cuma

Gelir bahar ayları gevser gönül yayları

Işte, okulda gözünüze çarpan, onu gördüğünüzde ortamın guzellestigi heyecan -arzu karışımı duyguların damarlarinizda. ezdiği biri mi var ? Eh mart ayı, güzel havalar sadece kedilere değil bize de yarıyor dimi..
Peki görmek bakmak yetiyor mu tabiki hayır.. bak bak nereye kadar..o da sizi fatkettiyse bakismalar oluyorsa peki ala...amaa ufukta bir ışık yoksa o zaman taktik zamanı

1.erkekler iyi kızları sever.o veya fikrine değer verdigi arkadaşları falan etraftayken cevrenizdekilere nazik ve iyi davranmak gerek.tavladiktan sonra nasılsa tüm cadiliginizi gösterirsiniz, sabır biraz bu çabaları burnundan getireceginiz günler gelecek elbet..

2.sizi farkettigine emin olun..nasıl demeyin onu da anlık fırsatlardan siz yaratın...ne biliyim yemekhanede tuz istemek olur,güzel hissettiğiniz bir günde tüm havanizla yanından geçmek olur..ama burda önemli nokta çok hızlı ve zoraki davranışlardan kaçınmak.yavaş ve emin adımlarla ilerleyin. Doğadaki hayvanlar bile avlarina urkutmeden yaklasiyor dimi ama..

3.o sizi farkettikten böyle bir ay falan sonra daha cesur hamlelere geçme zamanı gelmistir. Geçerken basinizla selam vermek , gulumsemek , hatta zamanla merhabalar pek bir güzel olur..

4.merhaba nereye kadar dimi..ava yaklaştıkça sabırsızlık artıyor tabi.yinede aceleye gerek yok..hoş tabi rakibiniz varsa çocuğun dibinden ayrılmayan o zaman başka rakibe tırnaklarınizi geçirmek gerek o kapmadam kapmak gerek.ondan buddurumda ağırdan almak nedemek depar atın.öyle bir tehlike yoksa sabır..böyle merhabalar arttıkça helede ilk ondan gelmeye başladıkça küçük sohbetlerin zamanı gelmiş demektir.yakışıklı prensin bulunduğu sohbet gruplarina kaynayiverin..

5.ay artık yeter muhabbet de başladığına göre isve naz flört gulumsemeler küçük dokunuşlar buyrun sizindir..yinede çocuğun üstüne atlamayın tabi..o da eşşek değilse karşılık verir bir atakta bulunur herhalde..

Bu kadar anlattım falan ama tabi sen yaptinmi bunları desen yok böyle bir erkeği simartmak bu kadar uğraşmak bana göre değil.ben ancak beni farketmesini sağlayacak basamağa gelecek sabri gösteririm.farkettiği halde o benle konuşmak için çaba sarfetmiyorsa hiç ilgimi haketmiyor demektir.adam mi yok başka onla ugrascam..
Hoş gerçi bir biskolata erkeği olur ona yaparım bak.onun içinde öyle sabır mabir gosteremem direkt fiziksel küçük dokunuslara atlarim..

11 Mart 2013 Pazartesi

Daha güzel öp diye...

Sizde benim gibi dudağı azıcık kurudumu soymaya baslayanlardansaniz bu yazıya bir göz atın.Dudak bakımı önemli.sonuçta yüzün en dikkat çekici bölgelerinden biri.ve o güzelim rujlarin güzel durması için once dudaklar güzel olmalı.
Bakım yapmamız gereken o kadar çok şey varken dudakları az biraz eş geciyoruz sanki. Ben dudak bakımı yapan lipsticklerle geziyorum ama yinede yetmiyorlar.
Napsam da dudaklarima bakım yapsam derken bu tarifi buldum.Buyrun bakalım ;

-1yemek kaşığı toz şeker
-1 tatlı kaşığı bal
-5-6 damla greyfurt suyu

Bunların hepsini karıştırıp bekletmeden dudağa sür ve 5dakika kadar masaj yap.
Daha sonra ılık suyla yıka

Bukadar kolay işte.haftada bir iki kere yapılabilir.

7 Mart 2013 Perşembe

NIVEA yürekleri ağza getiren bir şakayla yeni Stress Protect deodorantı tanıttı

Havaalanında yaşanabilecek en büyük terslik veya en korkutucu deneyim ne olabilir dersiniz? Uçağınızı kaçırmak mı, bavulunuzu kaybetmek mi yoksa hava koşullarından dolayı günlerce havaalanında kalmak mı?

NIVEA, yolcular üzerinde uyguladığı Stres Testi’yle, onlara soğuk terler döktürmüş ve yeni Stress Protect deodorant için eğlenceli bir viral reklam hazırlamış. Videoyu izleyenler, en stresli deneyimlerini #StresTesti etiketiyle Twitter’da paylaşmaya başlamış bile.




Şubat ayında dünya çapında 5 milyondan fazla izlenme ile en çok paylaşılan viral videolardan olan Stres Testi, NIVEA’nın yeni ürünü Stress Protect deodorantı tanıtıyor. Videoda, farklı insanlar havaalanında uçaklarının kalkmasını beklerken, bir anda tehlikeli bir kaçak olarak arandıklarını öğreniyorlar ve ne yapacaklarını şaşırıyorlar.

Günlük hayatımızda karşılaşabileceğimiz heyecan, korku, stres gibi duygu değişimlerinin neden olduğu terleme ile yeni NIVEA Stress Protect deodorantın ne kadar iyi başa çıktığını, esprili bir dil ile anlatan videoyu izleyince, soğuk terlere karşı önlem almanın önemini kesinlikle hissedeceksiniz.

Bir bumads advertorial içeriğidir.

5 Mart 2013 Salı

Denemelerdeyim vol.1

Kendimce  denediğim, deniyor olduğum ve denemeye karar verdigim şeyleri sizlerle paylaşma yazisidir bu..ne demişler paylaşmak güzeldir..sizinde bahsettiğim şeyler hakkinda tavsiyeniz olursa kendi koseniz gibi yazabilirsiniz ;)

Denedim : Bu selülit için olan bambu at kılı fırçası dedikleri şey var ya..gecikmeli olarak bende denedim.Güzellik sevdası insana neler yaptırıyor ya...Yaparken dusunuyorum da al bu firca ile boyle yap deseler ya tekme tokat girerdim yada gulup dalga gecerdim.Ama iste gel gor ki portakal kabuklarimizdan kurtilmak icin her saklabanlik mubahtir..Bilmeyen varsa bu fırça ile  selulit olduğunu düşündüğünüz bölgeyi fircaliyorsunuz.yuvarlak çizerek yapılabilir yada ben olurda yer çekimine direnmeye faydası olur diye aşağıdan yukarıya doğru yapıyorum.bu işlem kuruyken de yapılır sanirsam ama baya tahriş eder cildi.ondan vücut sampuani yardımıyla yapmak daha iyi.ben bacagima ve sırtımda sivilce olan yerlerede uygularım..bir nevi peeling etkisi olduğu için puruzsuzlestirmeye katkısı var.özellikle bacaktaki kıl dönmeleri/batiklar için faydalı.
İşe yaradı mi kısmına gelince..ben fircaladiktan sonra bebe yağı sürüyorum tahriş olmasın diye.o yüzden mi yumuşadı fırçanın etkisi mi bilmem ama bi pürüzsüz oldu sanki.ben bir yandan da spor yaptığımdan selulitlerim gerilemişti baya bunun da yardımıyla tamamen gider umarım...bir de su içmek gerek tabide ben unutuyorum onu işte...


Deniyorum: Saçlarım bu aralar çok yıprandı.Ben çok fazla bakım yapiyim o bu değilimdir ama saçlarım uzun olsun istiyorum.çok uzayincada kezban gibi oldum diye sıkılıp kestiriyorum ve kısa oldu diye mutsuz oluyorum.bu ara gene bayan uzadı modundayim ondan bir bakım yapmanın zamanı gelmişti.Ben de gezinirken ne alsam diye schwarzkopf un saç bakım spreyine rastladım.cansiz ve mat saçlar için olanindan aldım.anında etki ile parlaklık ipeksi saç diyor.saçınıza dustan sonra nemli veya kuruyken uygulayıp durulamadan kullanıyorsun.bana parlaklık veriyor gibi geldi ama bakalım düzenli kullanimla nasıl olacak. ..

Deneyecegim: Bu Ankarada olanlar icin bir oneri..8mart-10 mart tarihleri arasinda olacak olan bir kadin-guzellik festivali.yer Tunali caddesindeki Karum is merkezi.Sac, makyaj, moda, guzellik sirlari falan derken baya bir katilimci olacakmis sanirim.8 Mart kadinlar gununde bize hos bir hediye olmus olur.Ben gidip deniycegim siz de isiniz olmazsa ugrayin derim...

3 Mart 2013 Pazar

Aglamiyorum ki...soğandan

Hayatimda yeterince dram, kararsızlık  yokmuş gibi yeni bir ikilemdeyim. .
Şimdi benim baya yakın bir arkadaşım evlilik teklifi alacak..bayadir çıkıyorlar.bu teklifi ne kadar istediğini biliyorum ve işin asli bende istiyorum ilişkilerinin bu yolda gitmesini..
Hem benim başımın etini yemez daha fazla neden etmiyor diye :p hemde mutlu olmasi benide mutlu eden insanlardan.
Bu alacağı tekliften henüz onun haberi yok.Erkek arkadaşı bana söyledi.Süpriz bir teklif olacak ve arkadaslarimizda bu animiza tanıklık etsin modunda hollywoodvari bir planlar içinde. Eh tabi bana da gelirsin demi dedi ki demese hayati zindan ederdim ona. Bende tabiki "ay ne süper bir düşünce tabiki gelirim " dedim.
Ki işin aslı öyle değil...
Evlenme meraklısı hiç bir zaman olmadığım gibi evlenmekten özenle kacindigim bile soylenebilir. ondan o evleniyor ben evde kaldım tribinde değilim neyseki daha o moda sokcak kadar arkadaşım evlenmedi.
Ama yani  duygusal modu şu ara en aşık olduğum donemden bile yüksek bir durumdayım.en salak şarkıyla, en salak çift diyaloğu ile bile gözlerim dolma noktasına gelirken öyle "evlenme teklifi" olayının içinde olmak en son istediğim şey.
Bide ne saçma herkesi topluyorsun oraya süpriz yapacam diye.evet der opusursun koklasirsin olmalı iş dimi ama nedir bizim ordaki rolümüz.Bide ya hayır diyesi olursa napcan kalcan öyle gözümüzün önünde g.t gibi...
Bir yandan gitmem gerek biliyorum yani önemli bir anında herkes yanında olacak madem ben de olmalıyım...Gitmeyecek kadar büyük bahane nasıl eder bulurum aklıma bir halt gelmiyor zaten.bir de gitmek yetmez orda "çok ama çok mutlu oldum" sırıtışı atmam gerek. Gözüm dolsa ay mutluluktan desem yutmaz ben öyle duygusal bir insan değilim biliyor.ay evet çok duygulandım sevgilimi hatırladım desem "ilgiyi üstüne çekmeye calisan düğünde beyaz giymis gıcık misafir" olurum.
Bilseydim oscarda kazanamayip ay iykide sen aldın oyunculugunun nasıl yapıldığını o gözle izlerdim.
Böyle böyle diye anlatsam daha sonra neden gitmedigimi...mantıklı oldugunu düşünecek falan ama ya kırılacak yada kiskandi diye düşünecek.ve sonuç olarak nisanmis istemeymis tüm aktivitelerden uzak tutacak beni üzülmeyim diye ki o kadar uzak durmak da istemiyorum. Ise ailelerin karistigi traji komik olaylar ile evlilik teklifi romantikligi tamamen farklı kulvarlar sonuçta...
Ay bilemedim napcagimi.Allahım sen şu çocuğa akıl fikir verde tek başlarına olacaklari bir süpriz bulsun...

28 Şubat 2013 Perşembe

Bir Ayrılığın Anatomisi

Ayrılmak zor , ayrilikla basedebilmek daha zor..
Zaman herşeyin ilacidir diyorlar ya..zaman geçtikçe ve ise yaramadikça paniğe kapiliyorsun. Herşeyin ilacı bana yaramadiysa demekki ben böyle içimdeki bu yokluk hissiyle kalcam diye korkuyorsun..
Şimdi benim durumum tam bu işte..
Geçen zaman ona beni unutturuyor mu yoksa ozletiyor mu diye merak ediyorum.
Bide yuzlesmeye korktuğum için facebook u acamiyorum..neyle yuzlesmeye korkuyorsun diyorsan ; mutlugugundan da mutsuzlugundan da korkuyorum..
Zaman geçip olaylara uzaktan baktıkça farklı noktalar dikkatini çekiyor..onla yeni anın olmayınca eski anıları otopsi masasına yatirip inceliyorsun..
Sonra soruyorsun kendine..
Senin birakmana izin veren seni bırakmış olmuyor mu aslında ?
Suçlamıyorum onu biliyorum yorulmustu , yormustum istemeden..çünkü benim hayatımdi yorucu olan.ben yorulurken yanımda durmuştu ama işte daha fazlasina gücü kalmamıştı..yeni savaşlara girmek istemedi..sen savaşı kazan gel dedi..fırtınada beni yalnız birakti..
Onu ozledigimi bin kere belli etmeme rağmen beni bir kere bile aramaması icimi burkuyor. "dur bakalım daha bitmedi , halletcez..ne olursa olsun ben yanindayim" demesi pek bir güzel olmaz miydi?
Filmlerde öyle görmedik mi , kitaplarda öyle okumadık mi ? Sadece edebiyatta mi var yorulmayan aşklar ?
Ama iste suçlamıyorum onu..haklıydi.haklı ama tutkusuzdu...

17 Şubat 2013 Pazar

genetik hastalık; vampirlik

Ortalık vampir dizilerinden, filmlerinden ve kitaplarından gecilmiyor.peki bu vampir mitinin aslında ilham kaynağının bir hastalık olduğunu söylesem?

Vampirlerin tipik özelliklerini söyleyelim önce..açık tenli güneşten kaçınan bu nedenle genelde akşamları ortaya çıkan, kan emerek beslenen, sivri dişlere sahip olan ve sarımsakla savusturulabilinen yaratıklar...tabi bir de ailesel bir kalıtım olduğunu unutmamak gerek vampirlik olayı genlerinde var.

Biraz da porfirya olarak bilinen bir hastalıktan bahsedelim..bu hastalıkta enzimlerde bir takım bozukluklar oluyor.Bunun sonucunda vücutta biriken bazı maddeler kişileri ışığa duyarlı yapıyor.böylece ışığa maruz kalınca ciltte kaşıntı ve yanıklar oluşuyor.haliyle bu kişiler ışıktan kaçınarak akşamları ortaya çıkıyor. Günümüzde bu hastalarin tedavisinde hemin denilen ve kanda bulunan bir madde damardan enjekte edilerek hastalığın bulguları hafifletiliyor yani tedavisinde kan var.sanırım henüz tedaviyi bırak hastalık bile bulunmamisken birileri kan içmenin iyi geldiğini keşfetmiş olabilir. Gene bu vücutta biriken maddeler nedeniyle dış etlerinde cekilmeler ve dişe kirmizimsi bir renk veren madde birikimleri de hayal gücünü çalıştıran bir görünüm oluşturuyor.bazı kaynaklar sarimsakta bulunan bir kimyasalin semptomlari daha beter yaptığı için hastaların sarimsaktan kacindigini söylese de bunu kanıtlayan kesin veriler yok...tabi bir de bu hastalığın aileyle kalitimla geçtiğini söylemek gerek.bu hastalik genlerden var yani...

Tabi sevdiği kız uğruna maceralar yasiyan yakisikli vampir efsanesi üzücü bir hastalıktan daha ilgi çekici.Bu nedenle hastalığı bir kenara bırakıp mitlere inanmak daha tercih edilesi..uzumunu yerken bağını sormak istemeyenlerin kafasındaki yakışıklı vampir erkek arkadaş imajına zarar verdiysem kusuruma bakmayın artık :)

6 Şubat 2013 Çarşamba

Giden unutabilir mi ardında kalanı ?

Lisedeyken bir çocukla çıkıyordum.1 hafta falan çıktık.Çok fazla ilşkisi olmuş biri de değilim.Ama annesı okulda öğretmen bunla okulda gizli saklı buluşuyoruz.Çok mu hoşlanıyorsun desen hayır ama tanımak istiyorum.
Neyse bu bir hafta sonra çıktı geldi :
'Ben senden ayrılmak istiyorum' dedi.
Ben de ne dıycem tamam sen bilirsin dedim.Ve benım için çat diye bitti olay.Diyceksin bir haftalık olay herhalde hasretinden yataklara düşecek değilsin.Ama işte aman da kaçtı kovalayım olmadım.Neden terkediyorsun diye sormadım.Doğru dürüst üzülmedim bile.Sonra anlaşıldı ki benim ona sevgimi test etmek için öyle demiş.Ben onun için çaba harcamamışım,umursamamışım demek onu sevmemişim ne biçim kızmışım falan filan.Baya kızmıştım bana öyle oyun oynadı diye.
'Uğraşamam senle he öyle' deyip kapatmıştım konuyu.
Ama işin aslı öyle değildi.Umursuyordum ben çocuğu ama ayrılmak isteyince bende ki ona karşı hisler bitmişti sadece.Daha sonraki ilişkilerim de,beğendiğim çocuklara da bu farkındalıkla bakınca keşfettim ki;
'Beni istemeyeni ben de istemiordum.Bu kadar basitti ve tanrının bir lütfuydu bana.
Kendini beğenmişlik olabilir,çaba sarfedip birinin aklını çelmeye üşenmek olabilir,tutku eksikliği olabilir.Ama sonuca bak,üzümünü ye bağını sorma.
Öyle büyük hayal kırıklıklarım,platonik aşklarım olmadı bu sayede.Birine tutulup kalıp boşuna zamanımı harcamadım benı sevmeyen insanlara.
Elbette benı farketmeyen ama benim farkettiklerim oldu.Beni farketmeleri için küçük bir çaba harcadıktan sonra istediğim ilgiyi görmediysem anında ilgimi kaybettim.
Ben böyle kendimi şanslı hissede duruyum,benim şanssızlığım giden olmanın yükünü kaldıramamakmış.
Şimdi gittim birinden..Keşke giden değil kalan olsaydım diyorum.Daha rahat başedebileceğim bişeydi..
Dönsem olmayacağını biliyorum..artık eskisi gibi olmaz..
Dönüş için ise tüm yollarım  kapalı...
Ayrılmak zor tamam ama artık dönüş olmayacağını,bir zamanlar kurduğunuz hayallerın gerçekleşmeyeceğini bilmek daha zormuş.Bunun nedeninin kendin olduğunu bilmek ise çok betermiş.
Bir yandan çok iyi olsun istiyorum,mutlu olsun,hayatına devam etsin...
Bir yandan da istemiyorum.O benimdi..başkasına sarılacağını,öpeceğini,bizim hayallerımızı onla gerçekletireceğini düşünmek içimi acıtıyor..
Acı gitmiyor..eskiyor ama orda bir yerde duruyor.
Mesaj atmasını,aramasını deli gibi isterken mesaj atıp aramasından korkuyorum.Söyleyecek sözüm kalmamışki,çözüm önerim yokki...
Hala şarkı dinleyemiyorum ağlamamak için..
Hala yolda yürüyen sevgililere bakamıyorum,yanlış mı yaptım sorusuyla boğuşmamak için...
Giden gitmiştir gittiği an bitmiştir insanı olduğumu düşünürken aslında buymuş beni anlatan yazı;


"gitmek mi zordu yoksa kalmak mı
yanmak mı zordu , yok olmak mı
kendi ipini çekmek değil miydi gitmek
ardında gözü yaşlı bir sevgili bırakıpta gitmek
en zoru değil miydi gözlerinde gördüğün son hüznün sebebi olduğunu bilmek
aktığını gördüğün son göz yaşı değil miydi senin için akıttığı
yüzündeki son acının nedenide sen değilmiydin bırakırken
ipini çeken senmiydin gerçekten
yoksa hayat denen hakimmiydi bu kararı senin adına veren yine
sen vazgeçmişken gitmekten gözlerdeki acıyı farkettiğinde
artık tabureye son tekmeyi vuracak cellat gelmiştir çoktan
sen son kez bakarsın gözlerini ta içine
bıraktığın acıyı yaktığın yüreği görürsün
gözlerinde yaş dudaklarında acı bir tebessüm
ve hayata bıraktığın son portredir bu
ve bıraktığın son armağan da acılı bir yürek ve yaşlı gözler..."

25 Ocak 2013 Cuma

Run baby run..

Radikal kararlar almak bir yere kadar zor ama o radikal kararlari yasamak cok zor...
Gunlerim gecmisi dusunme diye kendime o kadar kizmama ragmen onu dusunup, onun ne yaptigini/yapacagini dusunup, cozum yollari arayip bulamayip karamsarliga dusmek ve o karamsarliktan kendimi zorla cikarip ani yasayip mutlulugu az da olsa hissetme cabasi icinde gecmeye basladi..
Eh her sevgilisinden ayrilan kizin onune cikan secenekler benim de ondeydi..
Ayriligin ilk gunleri ac gezdim
Sonra bol bol cikolata yedim
Sonra saclarimi boyadim
Sonra alisveris yaptim
Sonra baktim hala aci cekiyorum ve aci cekmek icin yapilacak tum seyleri yapip (eski sevgilinin fotograflarina bakma, eski mesajlara bakma, eski maillere bakma...) kendime eziyet etmeye devam ediyorum , dedim bu aci cekme istegim ise yarasin ve spora basladim.
Her nekadar is temposundan spora ara vermis olsam da zamaninda iyi spor yapmis biri olarak oyle kosmakmis platesmis benim bu mazoslst ruhumu dindirmezdi.
Boylelikle milletin ove ove bitiremedigi spinning ile tanistim.
Ilk ders oldukca havali gittim tabi ay bu benim icin neki ama deniyim hadi bari diye ciktim bisikletin tepesine..basladik spinning olaylarina..
Ilk birkac dakika guzel ceviriyorum pedallari fln ama kaslarim bir sure sonra oturmayacak misin ya diye takila takila pedal cevirmeye basladi.
Yorgunluk falan ayri bisey ona direncliyimdir ama oturmadan bisiklet surmek bambaska bir olaymis.bacak kaslarin seni dinlemiyor ki..bir de sagima soluma bakiyorum benden kac yas buyuk kadinlar rahat rahat yapiyorlar.hepsinin vucudu fistik gibi zaten hem imreniyorum hem kiskaniyorum.bir de o kadar spor yapip insan nasil kizarmaz terlemez ya...
Bende ki inat sayesinde pes etmeden yarim yamalak da olsa bir saati tamamladim.aci neymis gormus de oldum.
Ders bitse de su bisiklet ustunden insem diye dakika sayarken bisikletten indim yuruyemiyorum.bildigin kaslarim bana kusmus, akilsiz senin ask acin yuxunden nedir bizim cektigimiz eziyet diye trip modundalar.
Ertesi gunku agrilarimdan hic bahsetmiycem bile...
Ama o kadinlari gorup bunlar yapmis boyle olmus ben de olurum be gaziyla spinning derslerine devam ettim.5.gidisten sonra falan alisiliyor iyice.hala ertesi gun agrilarim az da olsa devam ediyor ama dayanilmayacak gibi degil.ve cidden eglenceli muzikle falan o tempoyu yakalamaya calisirken hem zaman nasil gecmis anlamiyorsun hem de acayip kalori yakiyorsun hem de evde düşünüp durup kafayi yemekten iyidir.

Ps: ilk derste genelde oturarak surup Spinning olayini keşfedip yavaş yavaş hareketleri yapmaya baslaniyormus.olur da başlarsanız benim gibi psikopat olmanıza gerek yok yani.
Gerçi o zaman da poponuzun agrisindan ertesi dersi mecburen ayakta geçirebilirsiniz.
Bir de bunu daha kolay yapmanın bir yolu olmalı diye ararken en kolayı vücudunuzun iki yana sürekli hareket halinde olması ve hangi bacağının pedala ustteyse vücudunuzda da o yöne hafiften yaklasmaniz. Ay anlatinca böyle bişey anlaşıldı mi bilmem ama yapmaya başlayın ne demeye çalıştığım anlamlanacak ;)

18 Ocak 2013 Cuma

Özlem..

Sende benim seni merak ettigim gibi beni merak ediyor musun sende benim seni ozledigim gibi beni ozluyor musun ?

Her sey beni hatirlatiyor mu sana da ?
Mesaj sesi geldiginde acaba benden mi diye merakla aciyor musun ? Mail gelmis mi diye mail kutunu kontrol ediyor musun benim adimi gormeyi umarak ?
Beraber gitcegimiz konserin biletlerini baskasina mi vereceksin yoksa baskasiyla mi gitceksin ?
Ayrildigimizi duyan arkadaslarin iyi olmus abi mi dediler bizim icin uzulduler mi

Hersey bir yana nasilsin bilsem keske ..bazen tek istegim gogsunde sicakliginla uyumakken biz diye birseyin artik ikimiz ne kadar istesek de olamiyacagini bilmek ne kadarzzor senle konusabilsem keske..sen de gececek kedicim desen ve gecse keske

11 Ocak 2013 Cuma

Son'un mutlusu Olmaz

Hayatimda ilginç şeyler oldu.Tamam ilginç demek fazla iddalı ama hayatım değişti demek yalan olmaz.
Son 5 ayda kazandığım uzmanlık dalında çalışmaya başladım sonra sevgilimle evlenmeye karar verdik sonra isimden ne kadar nefret ettiğimi keşfettim..is demek çok iyimser olur kölelik daha uygun bir tanım ama bunu sonra anlatacağım.Sonra evlenmek istemediğimi o sehir de yaşamak istemediğimi keşfettim...sonra da daha doğrusu bir gün içinde işimden sevgilimden ve o şehirden ayrıldım.
Tam hayatım belli oldu iste bu adamla yaslanıp bu işi yapcam burda oturcam tarzında hersey belli olmuş düzene girmişken bu duygunun bana huzur değil mutsuzluk verdiğini keşfettim..
Şimdi herşey belirsiz herşey sıfırdan ..evet korkutucu hatta kimi zaman aglamaktan başka birşey yapmak istemiycek kadar depresif de...yine de güzel. .bir kitabı okumaya yeniden başlar gibi heyecanlı , ihtimallere dolu. .
Umarım bu sefer düzen duygusu geri geldiginde ışte istedigim son dedirtir....
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...