24 Mayıs 2012 Perşembe

Aradığınız Emlak Hurriyetemlak.com'da!


Emlağa dair her şeyi tek çatı altında buluşturan www.hurriyetemlak.com, çok seçenekli güncel ve detaylı ilanlarıyla, gelişmiş arama özellikleri ve kullanıcı dostu tasarımıyla, sektöre dair güncel haberleri ve istatistiki bilgileriyle, tam anlamıyla emlak sektörünün nabzını tutuyor.

Satılık ve kiralık daireler, ofisler, iş yerleri ve tüm konut projelerini bulabileceğiniz www.hurriyetemlak.com, sunduğu çok sayıda seçenekle size aradığınız emlağı mutlaka bulma olanağı sağlıyor.

İlanlarda okul, hastane, restoran, alışveriş merkezi gibi çevre bilgilerine ulaşabiliyorsunuz. Video desteğiyle gayrimenkulü içindeymişcesine izleyebiliyorsunuz. Baktığınız evin ya da iş yerinin net konumunu harita üzerinde görebiliyorsunuz.

Bu kadar kolaylık ve çok seçenek varken www.hurriyetemlak.com’da, aradığınız emlağı ya da emlağınızın talibini bulmanız an meselesi!

Bir bumads advertorial içeriğidir.

17 Mayıs 2012 Perşembe

Acımadı kii


Bazen var ya acı acının merhemi oluyor.O zaman mazoşistleri anlıyorum işte.Yok ben kendime zarar vermiyorum ama baş edemediğim bir acı çıkınca karşıma kabuk bağlamaya başlayan ama bağlamamış bir acımı kanatıveriyorum...Sonuç mu? Bir sürü kabuk bağlamaya çalışan ve acıyan yara

15 Mayıs 2012 Salı

Çünkü sen hiç yoksun. Hiç olmadın


Eski sevgili hakkında bin tane görüşme ve onu pişman etme senaryom vardı.

Ne biliyim birinde hamile olduğum halde çok fittim o görüyordu beni, böyle bir yıkıma uğruyordu, iç sesi diyordu ki bu bebek bizim olabilirdi…Gerçi bu hayalimde olduğumdan biraz daha uzundum ama anneliğe şu an çok uzak olan biri olarak bu hayali kurabiliyorsam o sırada boyumun uzun,popomun küçük olduğunu da hayal edebilirim dimi ama?

Diğerinde işte ben acil serviste nöbetçi doktorken bu geliyordu yaralanmış böyle öldü ölcek ben ağlıyordum,yanında oturuyordum,bana bin tane itiraf yapıyordu.Ölürken yanımda sen olcaksın elimi tutcaksın demiştim bak oldu falan diyordu.Ben de ühüü ühüü ama yaşlı olmamız lazımdı falan diyordum.

Neyse bin tane böyle piskopat görüşme fantezim vardı ki biz kötü ayrılmadık,ben şu anki ilişkimde mutluyum,onun benden sonra ciddi bir ilişkisinin olduğunu duymadım ki kendi de senden sonra sevemedim kimseyi modunda. Ama işte  beni de eskisi kadar sevmediğinden ayrıldığımızdan, kendim kendimin rakibiyim dolayısıyla eski ben’e “bakk beni de seviyor hala seni sevdiği kadar” diyebileceğim bir buluşmaya ihtiyacım vardı.

Tek sorun bu buluşma geldiğinde ben hazır değildim.

Aradı, bulunduğum şehirdeymiş ,görüşelim dedi…tamam dedim.Sonra korktum.

Görüştüğümüzde beni tamamen arkadaş olarak görüyor olmasını görmekten…
Görüştüğümüzde bana tamamen aşık olmasından…
Görüştüğümüzde bensiz çok mutlu olmasından…
Görüştüğümüzde bensiz çok mutsuz olmasından…

Her olasılıktan korktum işte. Bunlar karşısında benim ne hissedeceğimden korktum.Sana dönüş yok,kapalı o yol benim için ama sana dönmek istersem diye korktum. Beni hiç sallamadığın için sana dönmek istersem diye korktum..ve dönmediğim için ömür boyu “ya dönseydim” sorusunu sormaktan korktum.

Sonra kendime dedim ki..simge sen bu durumu sevgiline söleyemezsin, ne kadar “aaa biz arkadaşız” ayağına yatsan da olmaz.Sen korkup falan etmiyorsun tabiî ki de sevgilini düşünüp bu buluşmayı iptal etmen lazım…Ve ettim.Biliyorum bana çok kızdın. Gerçekten bir arkadaş olarak görüşemiyecek mişiz demek diye mi kızdın yoksa senden vazgeçtiğimi görmek mi kızdırdı seni?

O buluşma hiç olmayacak belki ,bunların hiç birini bilemiycem ama tek bildiğim..Ne ben o eski benim,ne sen o eski sensin…


13 Mayıs 2012 Pazar

En Yaratıcı Anneler Günü Hediyesini mi Arıyorsunuz?



Anneler Günü’nün en yaratıcı hediyesini aramanıza artık gerek kalmadı. Vestel'in bu yılki Anneler Günü’ne özel tasarladığı Anne Bak N’aptım Facebook uygulamasıyla, annenizin sevinç gözyaşları garanti :)

Malum, sosyal medyanın popülerliği arttıkça, “kaç yaşında olursa olsun, yeter ki gözümün önünde olsun” diyen annelerimiz, Facebook’ta da “arkadaşımız” oldular. Bir hesap açar açmaz da genelde yaptıkları ilk iş, profil ya da kapak fotoğraflarına biricik evlatlarının resimlerini koymak oluyor.

İşte buradan yola çıkan Vestel, Facebook sayfasındaki Anne Bak N’aptım uygulaması ile kullanıcılara, Anneler Günü’nü Facebook’ta “anne stili” kutlama şansı veriyor. Vestel'in bu uygulamasıyla, Anneler Günü kutlamanızı Facebook kapak resminize taşıyıp, annenize olan sevginizi dünyaya ilan edebiliyorsunuz. İsterseniz kendi annenizin fotoğrafını şablonlara yerleştirerek kendinize özel bir tasarımla, isterseniz de önceden hazırlanmış tasarımlardan birini kullanabiliyorsunuz.

Üstelik, annesi için tasarım yapanlar çok özel bir indirime de hak kazanıyor. Bu Anneler Günü’nde annesine en yaratıcı hediyeyi vermek isteyenler buraya:

http://gid.io/AnneBakNaptim

Bir bumads advertorial içeriğidir.



9 Mayıs 2012 Çarşamba

Dayak mı istiyor senin canın?


Şiddet bu kadar var mıydı yoksa şimdi haber değeri mi oldu?

Hekime şiddet değerli bir doktorun ölüm haberi gelmeden önce yok muydu sanıyorsunuz.Vardı ve benimde şahsen katıldığım medyaya bu konuyu ele alması için yapılan ricalar,baskılar da vardı.Kimse önemsemedi tabiî ki..Neden ?..haber değeri yoktu.

Sonra ne oldu 85 yaşındaki bir hastanın ölümünü bildirdiği için 17 yaşındaki biri tarafından öldürülen gencecik bir doktor, bir de geride 3 aylık bir hamile eş kalınca birden haber değeri oldu. Halkın vicdanını rahatsız etti. Ortada olan bir soruna önlemler alınması için birinin ölmesi mi gerekiyordu? Önemli olan yaşam ve güvenlik hakkı değil,halkın vicdanının rahatsız olması ve olayın medyaya yansıması mı?

Kişilerin özellikleri farklı olsa gene aynı derecede tepki mi verilirdi yoksa oh ölsün tabi mi denirdi merak etmiyor değilim. Bunu merak etmem bile durumun vahametini ortaya koyuyor bence.

Şimdi doktorların, öğretmenlerin yaşam güvenceleri yok. Siz doktor, öğretmen olmayanlar size sıra gelmeyecek mi sanıyorsunuz cidden? Ya da bu olaylar beni etkilemez bana ne mi diyorsunuz?

Bir de şiddetin bu kadar artması arkasındaki neden görülmezden mi gelinecek? Hedef gösterilen doktorların, öğretmenlerin mesleklerini yapamadığı bir toplumda sağlık ve eğitim ne olacak? Ve de kişiye özel kanunların bir günde çıktığı ülkemizde ne zaman şiddeti destekleyen nitelikteki kanunlara bir çözüm bulunacak?

4 Mayıs 2012 Cuma

Cevap Gereken Sorular

Bazen cevaplarını bulamadığım sorular soruyorum kendime.Sonra da küçük bir kız çocuğuymuşum gibi azarlıyorum kendimi gene mi bilmiyorsun niye bilmiyorsun diye.

 İşte gene böyle aklıma takılan bir soru var bu aralar.

Hayat bir oyun mu?
Kendimizle, karşımızdakiyle durmadan bıkmadan oynadığımız… Peki oyunsa eğer bu oyunda kazanan kaybeden var mı gerçekten? Tüm kurduğumuz tuzaklar, kurduğumuz planlar, haklı olmak için yaptığımız hesaplar oyunun parçası mı?
Kırmızı tuttum kuralları ben koycam desem dinlerler mi beni?
Ben sıkıldım oynamıycam, verin topumu eve gidiyorum ben desem…beni dışlarlar mı?
Peki oyun yoksa aslında biz sıkılmamak için ortaya çıkartıp oynadıysak,şimdi de unuttuysak bizim yarattığımızı,bizim ortadan kaldırabileceğimizi..böyle zoraki gönüllüler olarak oynuyorsak hala ,hatırlayan çıkar mı gerçeği,kurtarır mı kahramanımız bizi bu çarktan?
Yoksa kahramanlar da sadece masallarda mı,bizim kahramanımız sadece biz mi olabiliriz?

2 Mayıs 2012 Çarşamba

Olmuşken Erkek Olsun

Ben erkeklerle daha rahat arkadaş oluyorum. Şimdi bunu diyince beni erkeklerin dibinden ayrılmayan ilgi budalası kızlardan sanmayın, değilim.Çok yakın kız arkadaşlarım yok mu,tabiî ki var.Bir derdim olduğunda gidip konuşmak istediğim dostum kız mı,evet.Ama işte arkadaş olmak başka bir şey ve kesinlikle erkeklerle çok daha kolay.
Bahsettiğim şey, hani bir ortama girersin pek kimseyi tanımıyorsundur,ya da arkadaşın seni başka bir arkadaşıyla tanıştırır falan.Yani dostluk değil sadece iki laf edip arkadaşlık yapman gereken bir ortam.Hıh işte o ortamda ben erkeklerle muhabbet ederim,yada eğer tanıştırıldığım kişi erkekse kasılmadan çok rahat konuşurum.
Flört etmekle de alakası yok bunun.Sadece erkekler daha rahatlar,daha direkler.Senle tanıştıklarından akıllarından en fazla hmm güzel kızmış,hmm çirkinmiş beğenmedim geçiyor.Sonrası rahat işte muhabbet ya ilerliyor ya da ilerlemiyor.Ya arkadaşlığınız devam edebilir ya da etmez.Birde sizi muhhabete daha kolay dahil ediyorlar.Dahil olmak için sorduğun soruları,yaptığın yorumları önyargısız şekilde değerlendiriyorlar.Hatta hoş bir kızsan sana kolaylık bile sağlıyorlar.Dolaysız, açıklar.Herşey çok net. Yaşı bile önemli değil 3 yaşında da olsa 70 yaşında da olsa erkekler böyle.

Oysa kızlarda durum böyle mi? Ben de dahil olmak üzere biz kızlar zoruz.
-Selam kızlar bu arkadaşım Simge
-Aaa merhaba şekerimmm (Hmm saçları güzelmiş acaba kendi rengi mi, yok yok kesin değildir ya.Poposu da büyükmüş.O pantolunu giymeye nasıl cesaret ettiyse,üstündekini nerden aldı acaba ben de alıyım bana daha çok yakışır zaten,Ay kemalin yanına mı oturcak yoksa,oturmasın kayıyım da diğer tarafa otursun.Bu cilve falan yapar şimdi…)  Gel şekerim sen buraya otur bak sana yer açtım..

Sonra birkaç kız muhabbeti sonrası başlarlar senin anlamadığın, anlatmaya tenezzül etmeyecekleri bir dedikodu hakkında konuşmaya. Öle noldunu anlamaya çalışan salak olarak oturursun ortalarında.

Bir de ben bu kızlarla tanışma olaylarında çok kasılıyorum sanırım bende onlardan biri olduğum için ve konuşmadan birbirimizin amaçlarını anladığımız yine de anlamamış gibi davranmamız gerektiğinden. Şaka yapamazsın, geyik yapamazsın ciddiye alabilirler. Dedikodu yaptıkları kişiyi kötüleyemezsin dışarıdan birisi kötüleyince birden savunmaya geçebilirler. İltifat etsen yalaka olursun, bir şey söylemesen kendini beğenmiş olursun.Hiç bir şey yapmasan bile nedensiz yere senden kötü elektrik alıp yokmuşsun gibi davranabilirler ya da laf sokabilirler durup dururken.Belki abartıyorum ama durum yine de budur.

Benim küçükken evcilik oynadığım arkadaşım bile erkekti ya. Üst komşumuzun oğlu ve  kız kardeşiyle oynuyorduk. Kız kardeşi çocuğumuz oluyordu ve tabiî ki aramızda kim baba olacak tartışması çıkmıyordu. Salak salak yemek yapıyorduk, çocuğu doktora götürüyorduk falan. Son derece rutin bir hayatımız vardı yani. Sonra bu arkadaşlarıyla çok maça gidiyor diye mi ne öle bir neden yüzünden ayrılmaya karar vermiştik.Tabi çocuğumuz da babasında kalmıştı çocuğun kardeşini alamayacağımdan.Apartmandan da taşınmışlardı zaten,yan sokağa mı ne.Ama ben çocuğumu yurt dışına kaçırdı göstermiyor bana bunalımlarında gezmiştim bir süre.Mal çocuk bir de arada gelir başkalarıyla oynuyorum diye bana laf atardı falan,bizi ne çabuk unuttun diye. Yine de kız tribini çekmekten iyidir ama erkeklerin salaklıkları.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...