25 Nisan 2012 Çarşamba

İdeal mi? Yok öyle bişey..

Benim ciddi bir dişçi fobim var. Hani önce sorunu kabul etceksin,çözüm için en önemli adım budur falan derler ya.Ben bu en önemli adımı attığım halde çözüm falan yok ortada. Benim bir kontrol manyağı olmamın yanı sıra, o garip aletlerin ağzına sokulması, asfalt delmek için kullanılan o titreşimli aletin küçüğüyle beynimin delinmesi, o sırada ağzımda hortumlar falan olması tükürüğünü bile yutamaman gibi dişçi ayrıntılarının da bu fobimde büyük katkısı var. 

Ben dişçi konusunda böyle psikopat olunca dişçi seçimi yapmak için de baya bir efor sarfetmem gerekiyor.Bir kere benim ne kadar manyak olduğumu anlayışla karşılaması gerekiyor. 

Bildiğin gıcık hastayım; her şey benim kontrolümde olcak,ağzımın içinde ne yapacağını-yaptığını bilcem,ben dur diyince durcak,dişime dokunmak için bile önce uyuşturacak.Şahsen ben doktor olarak böyle hastaları pek sevmem ondan işin başında dişçiye huyumu söylüyorum ki ikimizde sinir olmayalım sonra birbirimize. Öyle babacan yaklaşımla sen sus bakıyım ben en doğrusunu bilirim tavrı bende işe yaramıyor. Dişçi he he öyle olcak diye beni koltuğa oturtturup sonra anlaşmamızı bozduğu için ağlamışlığım bile var o koltukta, hem de bu yaşta. 

İdeal dişçiyi bulmak zor olduğu için arama konusunda oldukça uzmanlaştım.Bi kere erkek olacak.Cinsiyet ayrımcılığı yaptığımdan değil eminim çok çok iyi kadın dişçiler vardır.Ama ben orda uf oldu die naz yaparken bir erkek bunu daha kolay hoş görüyor.Sonra elleri büyük olmayacak,öyle ağzımı yırtacak kadar açmamı istemesin bizahmet.Sonra ilk elektrik çok önemli.Ben her şeyi bilirim havası sezersem direkt kaçıyorum oradan.Bu aşamaları geçerse de ne kadar manyak olduğumu,dişçiden ne kadar korktuğumu,ağzımda bin tane alet varken göz kırparak verebileceğim cevaplar dışında soru sorulmasına ne kadar gıcık olduğumu falan hepsini anlatıyorum.Hatta en sevmediğim şey olmasına rağmen doktor olduğumu bile söylüyorum ki yaptığı işlemleri bana da anlatırsa anlayabileceğimi bilsin.Yani ideal sevgili bulmak bile daha kolay benim için. 

Bu uzun uğraşlarım sonucunda en sonunda ideal dişçimi buldum, daha doğrusu ben öyle sandım. Tüm kriterlere uyuyordu,manyaklıklarımı anlattım anlayışla karşıladı.Sonra koltuğa geçme zamanı gelince de beklediğimden de iyiydi.İğne yapmadan önce uyuşturmak için kirazlımı ahududulumu şeftalilimi uyuşturucu jel sürüyüm diye bile bana danıştı.Ben ah demeye kalmadan yüzümü buruşturunca bile durdu,ne yaptığını anlattı falan her şey o kadar güzeldi ki mutluluk sarhoşu oldum nerdeyse,kafamı delmesi bile katlanılabilir bir hal aldı.Neyse bir iki gittim geldim,sonra bir gün beni cebimden aradı dişimin nasıl olduğunu ağrı olup olmadığını sordu.Ben mutluluktan nasıl saflaştıysam “ne kadar iyi bak hastalarını takip de ediyor” falan diye düşünerek bıdı bıdı anlattım kaç ağrı kesici aldığımı nasıl yemek yediğimi falan. Bir daha ki diş randevusu verilirken de o gün nöbetim var diğer gün olsun diye bir konuşma geçti. İdeal dişçim de bu fırsatı değerlendirip “nöbetin nasıl gidiyor simge” diye mesaj attı. Ben o kadar saflaşmıştım ki “nöbette dişin ağrıyor mu” diye sorsa ah ne iyiii diye mesajına karşılık verirdim sanırım ama neyse ki aptallaşmamışım sadece saflaşmışım “ona ne yaaa” diye düşünebildim ve cevap atmadım.Sonra durdum düşündüm tamam adam iyi dişçi ama biz biraz fazla muhabbet ediyoruz sanki,nerelere gittiğimi soruyor,durmadan diş bahanesiyle arıyor.Ben de saf saf adama yüz vermişim ki mesaj atcak noktaya gelmiş.

Bir dahaki diş randevusuna gitmesem olmaz ağzımda geçici dolgu var, parayı vermemişim daha. Üstelik hala ideal dişçi olduğunu sanıyorum,kaçırmak istemiyorum.Neyse dedim nasolsa son randevu gidiyim hiç konuşmadan atlatırım. Bir dahaki randevuya kadar da ortam durulur bende ideal dişçimi kaybetmeden bu durumdan sıyrılım.Ama bu akıllı da son randevu olduğu için dışarıda bir randevu koparmak peşinde olduğundan benim planım işe yaramadı. 
 -Dün mesaj attım simge, cevap yazmadın? 
-Nöbet işte yoğundum. 
-Anladım..Simge erkek arkadaşın var mı?
 -Varr 
-Hmmmm 

Sonra ideal dişçimin nasıl bir canavara dönüştüğüne şahit oldum. O düşünceli adam gitti yerine tüm hıncını zavallı dişimden çıkaran bir canavar geldi.Nerdeyse tekme atcak kadar canım acıyor bu hiçç sallamıyor tamam bitti dayandan başka bir şey demiyor bir yandan da işkencesine devam ediyor.Bir de üstüne bir daha gelme imalarında bulundu giderken. 

 Adam benle flört etmek için prensesmişim gibi davranıyormuş meğersem. Yalnız beni yüzüme spot ışıkları doğrultulmuş, ağzım bir karış açık salyalar akarken,o ışıkta her bir bıyığımı ,burun kılımı,siyah noktamı,sivilcemi falan gördükten sonra nasıl içinden öpmek gelecekti hiç bilmiyorum.Hele benim dişçi fobim varken,erkek arkadaşımın dişçi olma paradoksunu düşünemiyorum bile. 

 P.s:evet biliyorum dişçi değil diş doktoru,yalnız şimdi hepsini düzeltmeye de üşeniyorum,mazur görün artık.

22 Nisan 2012 Pazar

2*2

"İki kere iki dört çekilmez bir şey. iki kere iki dört, bana sorarsanız, bir küstahlıktır. iki kere iki dört ellerini böğrüne dayayarak yolumuzu kesen, sağa sola tükürük atan bir külhanbeyinin ta kendisidir. iki kere iki dördün yetkinliğine inanırım, ama en çok övülmeye değer bi şey varsa, o da iki kere ikinin beş etmesidir" -Dostoyevski

3 Nisan 2012 Salı

Vicdan, sussan diyorum?



Vicdanımı rahatsız etcek çok şey yapıyorum. İyi olup olmama kriterim vicdanımın rahat olup olmamasıyken bu durum benim kötü biri olduğumu gösterse de değilim. Ya da her şeyi öyle masum bir kılıfa sokuyorum ki vicdanım içerde bas bas bağırırken kimse çıkıp beni suçlayamıyor.Kendim bile..

Çok kişinin ahını alıyorum, genelde erkeklerin hatta hep erkeklerin. Ve bilseler ahlarını alcak şeyler yapıyorum ama ruhları duymuyor. İşin kötüsü de yapmamam gerektiğini,vicdanımın hiç hoşnut kalmayacağını bildiğim halde yapmaya devam etmem.

Ben hayır demekte, birini yüzüne bakarak hayal kırıklığına uğratmakta kötüyüm. Ben ayrılamam da mesela kimseden. Hayır diyememem evet olarak davranmam anlamına da gelmiyor ama. Birine hayır senin istediğin gibi olmıycak bu işler diyemiyorum,hmm tamam bakalım diyorum en fazla ama sonra gidip kendi bildiğimi okuyorum.Eh o da daha bir dumur olmuş oluyor bu durumda ama en azından buna ben değil var olan durum neden olmuş oluyor.Birde yüzüme yavru köpek bakışı yerleştirip “napıyım tek şansım buydu” bahaneleriyle sözde bir “kusura bakma” diyince hallediyorum işleri.Hayır demekten daha mı kolay,değil.Karşı tarafı daha mı az etkiliyor,hayır hatta hazırlıksız yakalanıyor.Ama ben bunu yapmaktan vazgeçmiyorum yinede.

Ayrılma konusunda da baya bir süre benden niye ayrılıyorlar diye gezdim. Sonra fark ettim ki ben onları ayrıltıttırıyorum.O kadar ilgisiz o kadar alaycı davranıyorum ki.Önce kaçıyor elimden sanırım moduna girip daha da yapışıyorlar.Bende iyice sinir olup daha da kötü davranıyorum.Sevgi göstermiyorum,taktir etmiyorum,hatta sezdirmeden başkalarıyla flört bile ediyorum.Ama hiç birini bilinçli yapmıyordum.Sadece hissettiğim gibi davranıyordum.Ama her kaçan kovalanır olayında olduğu gibi çocuk “aa yeter artık” diyip pes edip ayrılma aşamasına gelince ben panik olup niye gidioo halbuki çok sevmiştim diye karalar bağlıyorum.

Gene bu modaydım sanırım. Gene karşımdakini test ediyorum,sınırını zorluyorum.Ben ne kadar kötü olsam benle beraber olmaya devam eder acaba sorusuna cevap arıyorum.En azından bu sefer bilinçsiz değilim,içimdeki canavarın farkındayım ve bu sefer o canavarın bu ilişkiyi mahvetmesine izin vermeyeceğim.

2 Nisan 2012 Pazartesi

İşte Aranan İkili: Projektör ve Kamera

">Bir kamera düşünün ki kaydettiğiniz anılarınızı küçük ekranlara sığdırmanızı istemiyor. Kaydettiğiniz görüntüleri geniş duvarlara ve istediğiniz herhangi bir yüzeye yansıtmanıza olanak sağlıyor. Yeni Sony Handycam, projeksiyon özelliğiyle her alanı bir sinema salonuna çeviriyor. Kısa ve eğlenceli tanıtım videosunu izledikten sonra siz de neden bahsettiğimi anlayacaksınız.

Eskiden bilimkurgu filmlerinde rastladığımız teknolojilerden biri daha hayatımıza giriş yaptı. Şimdi isterseniz kışın ortasında önceki yaz tatilinizi evinizin duvarına yansıtarak sevdiklerinizle izleyebilir hatta bunu bir alışveriş merkezinin dinlenme alanında bile yapabilirsiniz. Sony Projektörlü Handycam seçimi size bırakıyor.

Bir bumads advertorial içeriğidir.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...